30 Ağustos 2013 Cuma

İstanbul'dan gidiş..

(Körfezden geçerken çektiğim bir kare) 

3 günlüğüne İstanbul'dan kaçtık.. Döndüğümüzde kaldığımız yerden devam..

28 Ağustos 2013 Çarşamba

Bu yaz...

Bu yazın ilkleri:
  • Kabak çiçeği dolması yedim
  • Alaçatı'ya gittim
  • Bergama antik kentini gezdim
  • Arabada kaldık :) 
  • Ahşap evlerde kaldık
  • Hasanboğuldu gölüne gittim. (Akçay)
  • Doğduğum, büyüdüğüm yere çok yakın olmasına rağmen Bergama, Ayvalık, Cunda ve Assos'u ilk defa gördüm ve çok sevdim.. 
  • Boyoz yedim (evet ilk).
  • İzmir'e gittim.
  • Sakızlı türk kahvesi içtim
  • Sakızlı dondurma yedim (sakızı çok severim ama bu ikisi ilk oldu..)
Yaz daha bitmedi, eminim bu liste uzayacaktır.. 

(boyoz)
(Sakızlı Türk Kahvesi)

(Ayvalık tostunu daha önce yedim ama Ayvalıkta ilk kez)

27 Ağustos 2013 Salı

Yeniden başlasam..

Hayata değil tabii :) Olmak istediğim yerdeyim. Benim isteğim yeniden ilkokul 1. sınıfa başlamak..

Kalem, kağıt kokusunu yeniden duymak. Annem ve dayımla okul alışverişi yapmak. Güzel kalem kutusu, çanta ve önlük almak.. Kokulu silgi bile..

Okula gideceğim için heyecanlanmak. İçinde riyakarlığın, ikiyüzlülüğün olmadığı arkadaşlarla olmak.

Okul bahçesindeki toz toprak kokusu. Kısacık teneffüste yerden yüksek oynamak ya da ip atlamak.

Sabahın köründe kalkıp annenin ekmek kızartması.. Üşenmeden. Saçlarını taraması, mis gibi giydirip göndermesi.

Ben her sonbahar gelip de okullar açılacağı zaman bunu düşünürüm. Yeniden 1. sınıfa başlayıp o anıları yaşamayı..


26 Ağustos 2013 Pazartesi

Pazar'dan Pazartesi'ye geçiş..



Çok garip ama ben haftaiçini daha sevenlerdenim. Neden diye sorulursa, haftasonu daha yoğun geçiyor.. Hafta içi çalıştığımdan sevdiğim işleri yapabiliyorum.. Haftasonu tam bir koşturmayla geçiyor. Cumartesi ya da Pazar temizlik günüm oluyor. Eğer dışarıda bir plan yapmışsak Cuma akşam üzeri temizliğimi yapıyorum. (Tabi hızlıca olduğu için içime sinmiyor.. O ayrı konu..)

Cumartesi müsait olduğumu düşünüp bana gelmek isteyenler oluyor.. Buna seviniyorum tabi, ama hafta içi hiç kendime vakit ayıramamışken haftasonunu da temizlik+yemek yapmak ile geçirmek pek hoşuma gitmiyor.. Dışarıda buluşalım deseler daha çok seviniyorum. (Bu kısım biraz temizlik ve yemek yapmayı sevmez, hatta misafiri sevmez olarak algılanabilir.. Öyle değil gerçekten..) Ama beni evde yakalayanlar için de yemek sofra hazırlamak en büyük zevkim haline geliyor. Yorucu oluyor ama değiyor.

Bu pazar günü de uzun süredir tanıdığım, sevdiğim bir çifti ağırladık kahvaltıda. Maksat muhabbet olsun, dedik. Soframa da bayağı özendim. Neler vardı hem aklımda kalsın hem ileride gelecek misafirlerime de yapmam için fikir olsun:
  • Zeytinyağlı biber dolması
  • Hamur kızartma (mayasız)
  • Fırında kaşarlı patates
  • Domates (Çanakkale) , salatalık tabağı
  • Peynir tabağı
  • Reçeller
  • Zeytinler
  • Sarelle
  • Browni
  • vs.


Sofrada anneannemin benim için aldığı kahvaltı takımını kullandım.. Güzel hoş bir pazar kahvaltısı oldu. Biz çok sevdik :) Ne yazık ki misafirlerimiz erken gitmek zorunda kaldı. 

Biz de öğleden sonra kahvaltıdan kalanları alıp YTU Teknopark piknik alanına gittik. Bisiklet sürdük. Ben araba kullandım. Tek başıma sürüşler yapıyorum artık.. 

Bir haftasonu da böyle geçti.. Bir sonraki haftasonu nasipse Kastamonu.. Şimdi haftaya başlamalı ve işime geri dönmeliyim.. 



23 Ağustos 2013 Cuma

İstanbul'da Bisiklete Binmek


Güngören'e taşınalı 1 sene oldu. Bu semt çok gürültülü bir o kadar da kalabalık. Eşimin iş yerine ve her yere yakın olması ise bizi orada tutan sebepler. Çok şükür ki eşimin çalıştığı yer (YTU Davutpaşa Kampüsü Teknopark) o kadar yeşil ki. İşlerimden fırsat bulduğum zamanlar kendimi oraya atıyorum. Güngören'in aşırı gürültlü ortamından kurtuluyorum, ferahlıyorum. 

Yazın başında bir bisiklet aldık. Kampüsü gezmek için süper bir araç. Ben de bisiklet özlemimi bu sayede gideriyorum. Ondan önce sadece Büyükada'ya gittiğimizde binebiliyorduk. Artık her gün bisiklet turu yapabiliyoruz. Seviyorum Davutpaşa kampüsünü ve bisikletimizi. Fotoğraftaki bisikletlerden biri eşimin iş yeri arkadaşına ait. O bizden önce aldı. Biz ondan özendik.. 

Dün yine bir bisiklet turu yaptık. Daha okul sezonu olmadığından kalabalık değil. Tek tük öğrenciler geliyor. Bir de çimleri yeni sulamışlardı ki, sanki yağmur yağmış gibi.. Öyle güzel kokuyordu. 

Bisiklet turundan sonra bir de araba sürüş denemesi yaptım. Hem bildiklerimi tekrarlamak hem de İstanbul trafiğine çıkmadan önce alıştırmalar yapmak için. Kampüs bunun için de bir harika. 

Planlarımda yaz bitmeden bir gün çimlerin üzerinde çalışmak var.. Bakalım belki haftaya gerçekleştirebilirim bu hayali.. 

Araba süren ben:)

İçi boş ağaç.. 

Nasıl? Gerçekten yeşil değil mi? 




Ege'de yaşamak...



İstanbul'dan uzaklaşıp dönünce ona adapte olmak biraz uzun sürüyor malesef..

Döneli sadece 1 hafta olmasına rağmen, işler de şehir de üzerime üzerime gelmeye başladı.. Ben de gözlerimi kapatıp kendimi zeytin bahçelerinde hayal etmeye başladım..

1 haftalık Ege sahilleri gezimiz+tatilimiz nasıl geçti hepsini www.gezentigiller.com 'da yazıyoruz. Geçen seneki Dalyan tatilimiz de çok güzeldi, bu seneki Ege sahilleri tatilimizde.. 1 hafta bile olsa güzel yerker görmek insana inanılmaz keyif veriyor..

Özellikle Alaçatı'yı çok sevdiğimden instagram'da bol bol fotoğraf paylaşıyorum. Buraya da bir kaç tanesini ekleyeyim..

Yazmaya uzun süre ara vermiştim.. Bakalım bu sefer yeniden başlayıp, istikrarlı bir şekilde devam edebilecek miyim? (bu konuda kendime pek güvenemesem de bu sefer yazmak niyetindeyim...)

Şimdi sizi güzel Alaçatı fotoğraflarımla baş başa bırakıyorum..










Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...