15 Kasım 2011 Salı

karşı kıyılar


Bugün İstanbul'un bir ucuna gittim. Gebze'ye. İstanbul denemez tabii, ama bütün İstanbul'u geçmem gerekti.

Hava kah açıldı, kah kapandı. Gebze, İstanbul'un aksine çok soğuktu. İstanbul'da soğuktu ama yakmıyordu.

Bir arkadaşımla, bir iş için gittik Gebze'ye.. Gerçekten soğuk bir yer.

Giderken Metrobüs'le önce Söğütlüçeşme'ye oradan da trenle Gebze'ye geçtik. Yolda geçtiğimiz semtlerden en çok Küçükyalı ve Göztepe'yi sevdiğimi söyleyebilirim.

Eğer bir gün yaşamak için İstanbul'un karşı kıyılarına geçersem kesinlikle Göztepe olsun isterdim.. Nedense pek ısındım o semte..


14 Kasım 2011 Pazartesi

haftasonu özeti


Haftasonu, haftanın en sevdiğim kısmı. Öğlene kadar uyumalar, öğleden sonra tembel tembel etrafta dolanmalar.

Tabi pazar günü geldiğinde uyanıyorum vee bütün günü temizlik ve ortalık toplamakla geçiriyorum. O ayrı.. Ne olur sanki 2 güne bölsem, cumartesi de bir şeyler yapsam. Hepsini pazara bırakmasam. Yok cumartesi tembellik yapılacak, pazara kalacak her şey.. Peki..

Pazar akşamı bir de sinemaya gidelim dedik. Ne zamandır gitmiyorduk. Harry Potter'a gitmiştik en son.

Dün akşam da In Time (Zamana Karşı) filmine gittik. Ben pek beğendim. Değişik bir konusu vardı. İnsanlar kollarına kazınmış saatlerle yaşıyor. Alışverişi vs. zamanla yapıyor. Hepsini anlatmayayım keyfi kaçmasın.. İzlenesi güzel bir filmdi. Tabi Justin Timberlake oynayınca pek güzel oluyor. Neyse..

Yine bitti haftasonu, geldi Pazartesi ve iş başı..

Burası Marmara Forum Sinema Salonu olur. Ben pek sevdim. 

10 Kasım 2011 Perşembe

1 bayram 3-5 gün tatil ve dönüş!



Döndüm yine kürkçü dükkanına. Niyetim pazar gününe kadar Gönen'de kalmaktı. Ama ne mümkün?

"Perşembe ofiste ol!" diye bir mesaj gelince apar topar aldım gemi biletimi.. Anneciğim de üzüldü tabi ne planlar yapmıştık halbuki. Daha hazır yufkadan su böreği yapıcaktık!! Patronlardan nefret ediyoruuum diye haykırasım var.. Ama sesimi kimse duymaz o ayrı konu tabii..

İstanbul bugün sisli puslu, içim gibi kararmış..

Bir kaç oyalıyıcı iş bulmaya çalışıyorum kendime. Ama nafile. Bugün böyle karanlık geçer..


Gönen'de ne yaptım? Bir bayram geçirdim, her günün tadını çıkarmaya çalıştım. Sevdim o günleri, kötü günlerde çıkarmak için sandığa kaldırdım..

Ah bu arada "1" (yazıyla da bir) takipçim olmuş.. Çok sevindim.. Ariprenses bugünün en güzel haberi sen oldun teşekkür ederim..

8 Kasım 2011 Salı

Kavuşmaya az kaldı...



Hala Gönen'deyim. Buranın havası bana iyi geliyor. İnsanlar bir yere yetişmek için koşturmuyor. Hep yavaşlar. Ama hayatın tadını çıkarıyorlar.. 

Burada yaşarken hep Gönen'in tam bir emekli şehri olduğunu düşünürdüm. Çünkü bir genç için fazla alternatif yoktu. (Hala yok..) Ama şimdi bazen burayı çok özlüyorum. 

Küçük yerlerde her şey daha güzel ve kıymetli. İnsan  yaşadığının farkına varıyor. İstanbul'da geçirdiğim bayramlarına tadına hiç varamıyorum. 

Tüm bunlara rağmen yine de özledim seni İstanbul. Sürekli dönünce yapacaklarımın planlarını yapıyorum. Alışıyorum sana İstanbul. Sensiz duramıyorum...





4 Kasım 2011 Cuma

bugün ayrılıyorum senden istanbul..


Temelli değil tabii bu ayrılığımız..

Sadece bayram süresince Balıkesir/Gönen'de olacağım. Doğduğum ve büyüdüğüm yerde.

Seni özleyeceğim elbet, burnumda tüteceksin. Ama geldiğimde yine kaldığımız yerden devam edeceğiz seninle.

Beni seni keşfetmeye devam edeceğim..

(Fotoğrafı bu yaz Çengelköy/Çınarlatı'da çemiştim.. ) 

3 Kasım 2011 Perşembe

Forum'a Gidelim!




Dün zor bir gündü. Ağırdı, kasvetliydi, sisli, pusluydu.. Moralim de yerlerdeydi.

Bir kadının moralini ne düzeltir? Tabii ki alışveriş yapmak.

Kendim için bir şeyler alırsam moralim düzelir diye düşündüm ve akşam iş çıkışı Forum İstanbul'un yollarına düştüm. Eşim de benimle geldi, biraz gezdik, bir şeyler aldık, sonra da karnımızı doyurduk.


Sanırım Forum İstanbul'u seviyorum. Evimize çok yakın olmasına rağmen Marmara Forum'u değil burayı tercih edişimiz o yüzden.

Biraz daha zamanımız olsaydı İkea'ya da giderdik ama başka bir sefere erteledik..

Metro ile evimizin yolunu tutarken benim moralim biraz daha düzelmiş ama başıma bir ağrı saplanmıştı..


Bu sene dolabımda detoks yapmaya karar verdim. Tabi bütçeme de detoks yaptırmadan.. Bir sürü puantiyeli kıyafetim olsun istiyorum.. Puantiye, fiyonk ve pudra rengi.. Her sene bu detoksu yaparsam yandık.. 


1 Kasım 2011 Salı

yaşamak için mi, gezmek için mi güzelsin İstanbul?

bunu taksim-tünel'den çekmiştim, çok severim.. 


Bu soruyu bana sorsalar kesinlikle "Gezmek" derdim.. 

Yaşamak için İstanbul mu? 

- Bir yere yetişmek için 2 saat öncesinden çıkmak ve buna rağmen şanslıysak yetişebilmek, 

- Sürekli bir koşturmaca, yer kapma savaşı,

- Bir toplu taşıma aracından inmek için bile zırh kuşanmış olmak, 

- Bir yerde otururken gözünün sürekli çantanda olması, 

- Alışveriş yapmak için bile nereye gideceğine karar verememek

- Kimsenin birbirini tanımadığı ve hep yüzlerinde soğuk, kasvetli bir ifade olması, 

DEMEK.. 

Bugün senin için karamsarım İstanbul. Belki yine pozitif düşünürüm hakkında ama bugünlük böyle affet.. 

29 Ekim 2011 Cumartesi

haylaz cumartesi!

Bu fotoğrafı baharda çekmiştim, anadolu yakasından..
Bugün uyandığım saate inanamadım! Saat 1'di gözlerimi açtığımda. Gün yarı olmuştu resmen.

Hemen fırladım, güzel bir haftasonu kahvaltısı hazırladım. Keşke daha erken uyansaydım diye söylendim kendime. Ama saati bilerek kurmayan bendim. Eşim de benden önce hiç uyanmazdı zaten.

Aslında bugün yapmak istediklerimin arasında Marmara Forum'a gidip dolaşmak vardı. O olamzsa Taksim'e gidip bir tur atma.. Ama bir türlü evden çıkamadım. Koskoca gün tek yaptığım kocaman bir "hiç" ti. Kalkıp temizlik bile yapamadım. O yüzden bugünün adı kesinlikle haylaz cumartesi olmalıydı..

Kendime çok kızdım bu kadar haylazlık yaptığım için.

Gün bitti ve bu akşam saatleri geri alıyoruz. Yılın en sevmediğim dönemi. Saatleri geri almak..

Akşam güzel bir film izledik de günü biraz olsun kurtardık. Midnight in Paris.. Güzeldi ama abartıldığı kadar değil. Bir daha izlerim diyemem..

Şimdi bir logo tasarlamam lazım, yarının "haylaz bir pazar" olmaması için elimden geleni yapacağım..



28 Ekim 2011 Cuma

Çalışma manzaramdan..


Her gün bu manzaraya bakıyorum. Bütün günüm ofiste geçtiği için camdan baktığımda manzara hep aynı.  E5'te trafik bazen tıkanık bazen de açık oluyor. Tabi burası İstanbul'un en işlek yolu olduğundan trafik hiç durmuyor.  Bir radyo programına bağlanıp benden yol durumu isteseler verebilirim yani o derece.

"- Şu an E5 Yenibosna istikameti dolu. O yöne gideceklere bol şans.." gibi..


Bazen tüm günü ofiste geçirmek çok sıkıcı olabiliyor. Ama işimi seviyorum o yüzden çok sıkılmıyorum..

Akşam iş çıkışını iple çektiğim doğrudur, ama bu aralar sırf sıcacık evime bir an önce gideyim de battaniyenin altında film izleyeyim diye..  Havalar soğumaya başladı ya, tamamdır artık battaniye ve film sezonu açıldı..

Şu satırları iş yerinden yazıyorum ya şimdi, canım evde olup film izlemek istedi.  Çıkış saatimi iple çektim şimdi..

27 Ekim 2011 Perşembe

Sabah rutinleri..

Her sabah saat 8'de saat çalıyor ve 8.30'da tekrar.. 9'da tekrar kapatıyorum ve 9.30'da anca ayılmış oluyorum. Bu hafta içi her gün böyle devam ediyor. Kalkıyor, eşimi kaldırıyor, hazırlanmaya başlıyorum. Bazen eşimle birlikte çıkıyoruz, bazen ben bazen de o önce çıkıyor.

Canımız isterse kahvaltı yapıyoruz, ama ben genelde iş yerinde yapıyorum. Bazen çavdar ekmeğine labne ve böğürtlen reçeli sürüp yanımda götürüyorum, bazen de simir alıyorum üst geçitin altındaki simitçiden. Her sabah bu rutin devam ediyor. 

Sabahları çay içmeyi çok sevmiyorum. (eşim duymasın ama çay içmeyi aslında hiç sevmiyorum. sırf o sevdiği için ona eşlik ediyorum..) 

Meyve çaylarını çok seviyorum, elmalısı, böğürtlenlisi hepsini çok çok seviyorum. O yüzden sabahları meyve ya da bitki çayı içmeye özen gösteriyorum.. 

Bu da bu sabah kendime demlediğim meyve çayım. Meyve rüyası. Böğürtlen kokuyor miss gibi..


25 Ekim 2011 Salı

Merhaba!

Her şeyin bir ilki vardır, bu da benim bu blogdaki ilk yazım. Bundan sonra burada her gün yaşadıklarımdan bir şeyler paylaşacağım.

28.05.2006'da başladığım İstanbul'da yaşamanın nasıl olduğunu kendimce anlatacağım..

O yüzden "Merhaba"..


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...